Çocuğun her zaman mutlu, iletişime açık ve ortamdaki uyaranları rahatlıkla tolere edebilir halde olmasını sağlamaktır. Olumlu tecrübeler öğrenmeyi kolaylaştırır. Seans sırasında mutlu olan çocuk iletişimi sürdürür ve oyun sırasında öğrendiği bilgileri günlük yaşamına çok daha kolay entegre eder. Çocuk ancak dünyayı normale en yakın şekilde algıladığında öğrenmeyi gerçekleştirebilir. Dünyayı en iyi algılama da ancak duyusal bütünlükle sağlanabilir.
Terapinin temeli duyusal uyaranların, çocuğun ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre planlanarak, çeşitli diyetler halinde çocuğa sunulmasıdır.
Duyu bütünleme terapisi sırasında her çocuk kendi içinde farklı bir birey olarak kabul edilir çünkü her çocuğun farklı duyusal bozuklukları ve elbette farklı bir kişiliği vardır.
Terapi seanslarının başında çocuk değerlendirilir ve hangi alanlarda ne şekilde sorun yaşadığı tespit edilir. Çocuğun problem yaşadığı alanlardaki bozukluğun davranışlarına ne şekilde yansıdığı gözlemlenir ve uygun terapi programı çizilir.
Terapi sırasında aile sürecin en önemli parçasıdır ve terapistle aile, çocuğun da içinde olduğu bir takım gibi çalışmak zorundadır.
Terapi süreci içinde standart bir terapinin dışında çocuğun terapi sırasındaki ihtiyaç ve arayışları göz önünde bulundurulur ve aileye de çocuğunun neye ihtiyacı olduğunu anlaması için eğitim verilir. Unutulmaması gereken en önemli nokta terapilere devam eden çocuğun bir birey olduğu ve asla standardize edilemeyeceğidir.